6/03/2007

En iyi bildiğim işi yapıyorum...

Yıllardır hiçbir yerde rahat rahat oturamadım. Her yerde kafayı takacak, dalga geçecek bir şey buldum. Arkadaşlarımla dışarı çıktığımda, işe giderken, işte çalışırken, otururken, kalkarken, yatarken, kahve içerken, metroda, barda, cafe'de, kantinde, sigara odasında her yerde. En uzun süredir yaptığım iş bu. Tam zamanlı çalışıyorum ve çok yoğunum. 15 seneyi aşkın süredir bu işi yapmadığım bir tek günüm olmadı. Haftasonum bile yok. Çalış çalış çalış. Parası da yok. Üstelik ben para veriyorum istüne. Sigortası yok. Yani günün birinde bir şey olsa artık kimseyle dalga geçemeyecek olsam kimse ah yazık, tedavi masraflarını karşılayalım bile demez. Emeklilik yok hiç bir şey yok. İş iş iş. İnsan gibi etrafa bakıp bira içtiğim bir gece olmadı yıllardır. Hafta içi dalga haftasonu dalga. Televizyon izleyeyim diyorum orada da takacak ve dalga geçecek bir şeyler buluyorum. Çok yoruldum. Tatil yapmak ve kimseyle hiçbir şeyle dalga geçmeden kafa dinlemek istiyorum ama yapamıyorum. Sanki bunu yapmazsam dünya batar gibi geliyor. Sanki uygar dünya benim sayemde ayakta duruyor. Yani bir haftasonu dışarı çıksam, bir yerlere gitsem sadece içkimi içip müzik dinlesem ama mümkün değil ya barda ya bardakta ya da bar tezgahında mutlaka dalga geçilecek bir şey oluyor. Metro'da uyku sersemi işe giderken bile dikkatimi bir şey çekiyor ve sarkastik döngü başlıyor. Hele bir de tek başına nöbetteysem yanımda kimse yoksa, asist yapacak birileri etrafımda değilse o zaman bütün iş bana kalıyor. Kendi topuma kendim koşuyorum. Acaba içeride ne kadar birikmiş iznim vardır. Yani büyük ihtimalle emekliliğimde de çalışıcam bu gidişle. Yani diyorum gençken çalış çalış sonra zaten yatacaksın ama en güzel yaşlarımı bu dalga işine adadım. Gerçek bir müstehzi oldum. Ama biriktirdiğim bu alayları harcayacak yerim yok. Çok yazık bana.

1 yorum:

Femme Noir dedi ki...

mafya gibi bir şey bu, girince çıkamıyorsun.