4/30/2007

Mainstream güzeldir...

Kişisel yazılar filmatik tarihimin en iyi 5 dans/müzik sahnesi...

5) Deer Hunter - Can't take my eyes off you



4) Remember the Titans - Ain't no mountain higher



3) Shaun of the dead - Don't stop me now



2) In & Out - I will survive



1) My Best Friend's Wedding - I say a little Prayer





Bonus Track:

4/29/2007

Tehlikenin Farkında mısınız ya da The Spanish Inquisition

Taç Giyen Baş Akıllanır mı maraba?

Bundan 84 sene evvel bu topraklarda üst yapının alt yapıyı değiştirdiği bir devrim yaşandı. Geçen onlarca yıl boyunca alt yapının bir kısmı modernize edilirken bir kısmı eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldı. Şehirli elitlerden modern bir ülke yaratma hayali geçen süre zarfında günün değişen gerekleri ve küresel yükselen trendler karşısında güçleneceğine devrik taşra güçlendi. Taşra burjuvazisi Avrupa'da bundan 200 - 300 sene önce kazandığı başarıya rağmen coğrafyanın bu bölgesinde yeni yeni bir güç odağı haline geldi. Dünya üzerindeki siyasi hareketleri biraz geç takip ettiğimiz, kendi yansımalarımızı, bölgesel sentezlerimizi yarat(a)madan birebir kopya modelini uyguladığımız (aslına bakarsınız oldukça düşük maliyetli bir yöntem) tarihle ortada.

Kötü bir sistemle yönetiliyoruz. Hep kötü ve sözde demokratik yöntemlerle yönetildik. Son seçimlerle tartışılan gördüğümüz %34'ün mecliste %70'e varan bir oranda temsil edildiğiydi ama gözden kaçan %40 civarında bir oyun hiçbir şekilde temsil edilmediğiydi. Rejimi korumak adına altında uygulanan barajların aslında siyasi sistemin işlerliğini nasıl da zedelediği ortaya çıktı ama hala daha bu konu kamu oyunda tartışılmıyor bile. Halkın iradesinin bundan sonra da rejim paranoyası adına bir yere kadar temsil edileceği de maalesef ortada.

Türk Silahlı Kuvvetleri yıllarca ülkenin en güvendiği kurum oldu. Zorunlu askerlik ve kurumun sayısal açıdan diğer pek çok diğer anayasal devlet kurumuna göre çok daha fazla personel istihdam etmesi (neredeyse her hane halkının bir asker ya da ordu mensubu yakını olması), ordunun devletin ilk kurucusu olması ve devlet geleneği ile yaşanan askeri darbelerin "vatan"ın bekası için yapıldığı söylemi (kardeş kardeşi vuruyor, oluk oluk kan akıyor, üniversiteler kaynıyor, rejim tehlikesi vs.) gibi nedenlerle aslında devletin sadece dış düşmanlara değil muhalif iç güçlere karşı da güvenlik mekanizması genel halk yığınları tarafından da ordu olarak kabul edildi. Bunlar zaten bildiğimiz şeyler. Bir gün evvel oğlu öldürülen annelerin, çocukları için ağlarken bir yandan da "feda olsun!!!" ifadesiyle sanki bir nevi kişisel bağış ya da kurban feryatları zaten alıştığımız, şaşırmadığımız tersine kanıksadığımız gerçekler. Kendi canının ötesinde çocuğunun canını bile feda ettiği bir oluşumla karşı karşıyayız. Bunların nedenlerini sorgulayacak, destekleyecek ya da karşı çıkacak değilim. Sadece var olan durumu kendi gördüğüm şekilde aktarmak istiyorum zaten bu blog derler hadise insanın kendine yakışanı giymesi ve mental mastürbasyon yapması değil midir?


Olan biteni büyük bir poker oyunu ya da heyecanlı bir maç gibi izliyorum. Alt yapının desteğini alan (%34 ciddi bir destek) bir grup ile üst yapının müsabakası. Bir taraf cemaat'tan cemiyete geçerken bir tarafta varlığının tehlikede olduğunu hissediyor. Şu ana kadar hiçbir zaman bu kadar önemsiz ve ikinci planda kalmamıştı 1. cumhuriyet. Ulus devlet modeli tarihin hiçbir zamanında bu kadar önemsiz hissetmemişti kendini. Varlığını devam ettirmek için hiç yapmadığı şeyleri yapmak zorunda. Her yolu deniyor. Kendi açısından denemekte de haklı. Karşı taraf ise tuhaf bir şekilde "ben artık oldum" havasında. Sanki biraz erken maskesini düşürmüş gibi. 6 senedir iktidarını sağlamlaştırmak ve kabul ettirmek için Abdülkadir Dilipak uzlaşısı modeliyle "gelişerek değiştim" oyunundan vaz geçiyor. Büyük bir stratejik hata. İşte bu nedenle de kaybetmeye mahkum. Taç giyen baş bu sefer akıllanmıyor ve 84 senelik müsabakanın rövanşını çok kısa sürede kaybedecek.

Rövanş kaybedildikten sonra neler olacağı ise tam bir muamma. Bir 84 sene daha ya da şöyle diyelim (2003-1960= 43) yaklaşık bir 45 sene daha re-organize olamaz. O kadar vakit yok. Hatta üzerinde yaşadığımız dünyanın bile o kadarlık vakti olmayabilir.

Az önce televizyonda 4 milyon kişinin Çağlayan'da olduğu söylendi. Bu konuda bir statscounter olduğunu sanmıyorum ama tv'den gördüğüm kadarı ile ciddi bir kalabalık olduğu ortada. Bu kalabalığın ne kadar politize olduğunu ise zaman gösterecek. Bir başka bilinmez ise bu. Kötü yönetildiğini düşündüğü için mi yoksa ortada bir büyük "tehlike" olduğu için mi bu kitle orada? Sorulması gereken bir sürü soru var. Bu kalabalık evlerine döndüğünde "ünlüler sirki"ne cep telefonlarından sms atacak mı da bu sorulardan sadece biri. Postmodern zamanlarda artık muhtıralar bile online verilirken insanların tam zamanlı politik bir hayat yaşamalarını beklemek fazlasıyla saflık ama bütün bu yaşananların gelip geçici olmamasını diliyor insanlar. Hayatı boyunca hiç bir kitlesel hareketin içinde bulunmamış ev kadınları, tezahüratla slogan arasındaki farkın pek de ayırdında olmayan bu kitle acaba biraz daha politize olabilir mi ya da zaten oldu mu? Bu saydıklarım aklımdan geçen ve merak ettiğim sorulardan bir kaçı.

Bütün bunları zaman gösterecek. Ama Hrant Dink'in katledilmesinden sonra harekete geçen yığınların önce Ankara ardından İstanbul'da toplanması (gerçi bu iki kitle birbiriyle örtüşüyor mu emin değilim, Çağlayan ve Ankara'da "hepimiz Ermeniyiz" sloganı atılabilir mi?) insana benim kuşağımın alışık olmadığı şeyler hissettiriyor.

İnsanların kişisel hak ve özgürlükleri konusunda daha duyarlı hale gelip gelmediklerini yaşayıp göreceğiz. Uzlaşı ile münakaşanın yeri ve zamanı çok önemli. Tampon, maşa, baraj, sınır vs. bunlar hep hayatımızın içinde olacak gibi ama ne boyutta? Bu soruların cevaplarını tarih ve zaman kardeşler verecek.

4/25/2007

ROAD TO PEACE...

ROAD TO PEACE

Young Abdel Mahdi (Shahmay) was only 18 years old,
He was the youngest of nine children, never spent a night away from home.
And his mother held his photograph, opening the New York Times
To see the killing has intensified along the road to peace

There was a tall, thin boy with a whispy moustache disguised as an orthodox Jew
On a crowded bus in Jerusalem, some had survived World War Two
And the thunderous explosion blew out windows 200 yards away
With more retribution and seventeen dead along the road to peace

Now at King George Ave and Jaffa Road passengers boarded bus 14a
In the aisle next to the driver Abdel Mahdi (Shahmay)
And the last thing that he said on earth is "God is great and God is good"
And he blew them all to kingdom come upon the road to peace

Now in response to this another kiss of death was visited upon
Yasser Taha, Israel says is an Hamas senior militant
And Israel sent four choppers in, flames engulfed, tears wide open
And it killed his wife and his three year old child leaving only blackened skeletons

It's found his toddlers bottle and a pair of small shoes and they waved them in front of the cameras
But Israel says they did not know that his wife and child were in the car
There are roadblocks everywhere and only suffering on TV
Neither side will ever give up their smallest right along the road to peace

Israel launched it's latest campaign against Hamas on Tuesday
Two days later Hamas shot back and killed five Israeli soldiers
So thousands dead and wounded on both sides most of them middle eastern civilians
They fill the children full of hate to fight an old man's war and die upon the road to peace

"And this is our land we will fight with all our force" say the Palastinians and the Jews
Each side will cut off the hand of anyone who tries to stop the resistance
If the right eye offends thee then you must pluck it out
And Mahmoud Abbas said Sharon had been lost out along the road to peace

Once Kissinger said "we have no friends, America only has interests"
Now our president wants to be seen as a hero and he's hungry for re-election
But Bush is reluctant to risk his future in the fear of his political failures
So he plays chess at his desk and poses for the press 10,000 miles from the road to peace

In the video that they found at the home of Abdel Mahdi (Shahmay)
He held a Kalashnikov rifle and he spoke with a voice like a boy
He was an excellent student, he studied so hard, it was as if he had a future
He told his mother that he had a test that day out along the road to peace

The fundamentalist killing on both sides is standing in the path of peace
But tell me why are we arming the Israeli army with guns and tanks and bullets?
And if God is great and God is good why can't he change the hearts of men?
Well maybe God himself is lost and needs help
Maybe God himself he needs all of our help
Maybe God himself is lost and needs help
He's out upon the road to peace

Well maybe God himself is lost and needs help
Maybe God himself he needs all of our help
And he's lost upon the road to peace
And he's lost upon the road to peace
Out upon the road to peace.


"Designed and Directed by Mr. Tom - a brawler, a bawler & a bastard- Waits "

Taç Giyen Baş Akıllanır mı acaba?

2007 - 1923 = 84. Bu işlem bize gösteriyor ki Turkiye Cumhuriyeti kurulalı yaklaşık 84 sene olmuş.84 senelik bir geçmiş. 84 senede 11 cumhurbaşkanı. 84 sene de 59 hükümet. 84 sene de 3 askeri darbe. 84 senede asılmış bir başbakan. 1459'dan 1821'e kadar 368 yılda idam edilen 44 vezir-i azamı düşününce ata yadigarı bir zihniyeti zaman içinde inceden reformize ettiğimizi görüyoruz. Ortalama 8 senede bir idama karşılık 84 senede bir idam. Hiç fena değil. Bir nevi değişerek gelişmek, devşirerek didişmek hatta sevişerek evlenmek durumu. Aslında saf ve hatta safsalakça kişisel tarihimde hiç olmadığı kadar ciddi birşeyler yazmayı düşünmüştüm ama fakat gelin okuyun ki bünye bir yerde oyuna oturdu mu kaldırmak pek mümkün olmuyor işte bu yüzden sırf bu yüzden işte yeni bir motto verdim ona "Vegas'da olan Vegas'da kalır".

4/22/2007

Öldüren Şaka

Öldüren Şaka namıyla maruf kişisel blogumu açmış bulunuyorum. Haberiniz olsun. Ona göre davranın.

4/15/2007

Communist Party


Aslında tüm derdimiz içkilerin eşit paylaşılmaması değil mi?

4/05/2007

Gayesi belli cumhurbaşkanı istiyorum..


Anayasaya göre cumhurbaşkanın ölü ya da diri olmasına dair bir koşul maddesi yok. Marco Aurellio, Marcio Nobre örneklerinden de gördüğümüz üzere Türk Vatandaşlığı konusunda da yapılabilecek numaralar mevcut. Sivil toplum örgütlerinden, üniversite rektörlerine, işçi sendikalarından siyasi partilere göre herkes cumhurbaşkanı adayı öne sürüyorsa benim neyim eksik. Üstelik 16 Nisan'a kadar da bekletmiyorum kimseyi açık açık kamuya duyuruyorum. Benim cumhurbaşkanı adayım Marvin Gaye. Hareketin adı da "Let's get it on".. Çok yakışır...