1995 yazı enteresan bir yazdı. Şimdi düşünüyorumda neredeyse 14 sene olmuş. Biz (pazenadam ve ben) ne Borges gibi Buenos Aires kütüphanesine ne Eco gibi Avrupa kültür mirasına hatta ne de İlber Ortaylı gibi Topkapı Sarayına erişim imkanına sagiptik. Yerel servis sağlayıcılar ile yerel networklerden besleniyorduk. İnternet Odtü'de bir odaydı ve eksisozluk'e uye olmamız için daha 4 sene beklememiz gerekecekti. İşte o zamanlardan birinde Bakırköy'de Beyazadam'ın karşısında (Anıl, Okan ve benim için beyazadam'da ayrı bir mekandı Aret Sedef'i de saygıyla anıyoruz) Adnan Abi'nin büyülü mekanından içeri girdik. Tam olarak nasıl, ne zaman ve ne için oldu hatırlamıyorum aslında hayal meyal hatırlıyorum ama bahsetmek anlamsız. Detaylarla kafa ütüleyemeyecek kadar büyüdüm artık. İşte o zamanlardan bir albüm. Hayatımızı kaydıran kayıtlardan biri. Sonrasında herşey değişti. Zen bile Baba Zula oldu. 2000'e sinek yedili olmadan beş sene önce, canlı bir konser kaydına dönüşmeden birkaç sene evvel. Karşınızda
"Suda Balık"
1 yorum:
Geçen gün bana mp3'lerini vermeye çalıştığında "çok fazla dinledim zaten" gibi yorraks bi bahaneyle sıvıçtım. Esas mesele kasetten dinlemeye programlı olduğum bu eseri itunes ile bağdaştıramam olabilir. Bilgisayarı formatlamasından korktum Zen'in.
O değil de, bi de bunların albüm olarak yayınlanmamış demo kayıtlarını içeren bir kaset vardı. Öküz sancaklı gemilerden filan bahseden.
Yorum Gönder