Türk Edebiyatından o kadar bihaberdim ki. Yani elbette Oğuz Atay, Tanpınar, Yusuf Atılgan hatta geç de olsa Orhan Pamuk okumuştum ama örneğin son dönemden -ki son dönem dediğimin üzerinden 10 seneyi aşkın zaman geçmiş- kimseleri okumamıştım. Alper Canıgüz ve Cem Akaş tarzı oyuncu metinleri de bu kategorinin dışında tutuyorum dediğim gerçek romanlar. Puslu Kıtalar kaç zamandır okumak istediğim ama bir türlü elimin gitmediği kitaptı. 2010'a onunla girdim diyebilirim. Oh my gosh ne güzel kitapmış. Ne eksik ne fazla herşey yerli yerinde. Hatta o gazla bir de Türk Edebiyatında yazılmış şahane metinleri okuma kampanyası başlattım D&R'dan taksitle. Adelet Ağaoğlu, Aslı Erdoğan, amcaoğlu'nun okumadığım kitaplari ve hatta Latife Tekin'le Elif Şafak. Bana yol gösterecek ve best of katalogları ararken şunu fark ettim ki çok yalnızız be hacım. Kör kuyularda merdivensiz kalmışız, bir tane doğru düzgün karşılaştırmalı şunu oku bunu okuma haritamız yok. Tam puslu kıtalar atlası durumu. Taş var köpek yok yazmak istedim deyim gibisinden ama uymadı buraya silmek için de fazla hızlı yazıyorum. Yani diyeceğim o ki biri çıksa bunu oku bunu okuma dese. High fidelity'deki şampiyon kokoreç ve vinyl durumu olsa dese ki "kimseye evinde blonde on blonde'un olmadığını" söyleme gibi bir Türk Edebiyatı Jack Black botu olsa binsek de gezsek. Neyse bundan sonrası el yordamı eş dost tavsiyesi. Eş tavsiyesi Latife Tekin geldi. Göreceğiz eş mi yaman yoksa bey mi?
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder