11/22/2007

Çetin Altan'la Nasıl Rakı İçtim

Aslında bu başlık arak. Apartma. Çıkma ya da siz nasıl derseniz kopya, alıntı, esinlenme, 3 mezur, çalıntı... Başlık, Wrestling Hemingway olmalıydı. Olmadı. Üniversite yıllarım Çetin Altan'la geçmişti. Afa yayınlarından çıkma, Bakırköy Kelepir'den alınma (Kelepirleri ki bir başka kayip cinnet konusu olarak ele almak lazım bir ara ve nasıl bir aydınlanma hareketi olabilecekken keleğe geldiğinin hikayesini oradan temel edebiyat zevkini kazanmış bir okur yazmalı değil mi? Sonuçta insan ilk okuduğu Douglas Adams'ı, ilk okuduğu Burroughs'u, ilk okuduğu Brautigan'ı, ilk okuduğu Çetin Altan, İlk okuduğu Calvino, ilk okuduğu Infante hatta Tolkine'i bir yerlere not düşmeli değil mi? Hele hele kitap deyince ilk aklına gelenler bu isimlerse ve bu adlarla bir kitapçı sayesinde daha lise öğrencisiyken çok ucuz fiyatlar karşılığı tanışabilmişse bu neredeyse bir nevi kişisel kent enstitüsü masalı olsa gerek) Aşk,Sanat,Servet , Büyük Gözaltı, Viski, Büyük Bahçe, Ben milletvekili iken, Tarihin saklanan yüzü, Dünyada bırakılmış mektuplar vs. Var olmak mı varlıklı olmak mı? Kentli olmak, Meslek sahibi olmak, Okur ve yazar olmak vb. pek çok soru. Rakı içmek. Meyhaneye gitmek. Çetin Altan'la karşılıklı rakı içtik mi? Evet bu soruyu zaman zaman ben de soruyorum kendime ama içtik yahu yalan borcum mu var size. Az önce NTV'de "Haydi bizimle ol" programını izlerken de düşündüm. Kalk borusu çaldıktan az sonra içtik hatta. Neyse anlayan anladı...

Hamiş:
Ben de o büyük buluşmadaydım

Hiç yorum yok: