10/24/2006

Bayram Efendi iki ekmek bir süt


Cuma gününden (arefe ya da arife her neyse adı işte onunla) başladı Bayramlaşma seremonisi. Tanımadığım insanlardan şeker resimli bayram kutlama mailları geldi ardı ardına. Sonra ciddi kurumsal bir bayram tebriği, resmi puntolarla üzerinde şekere benzeyen şeyler olmadan, şirket logosu ile. Aslında ben antetli kağıtlar yerine anketli kağıtları tercih ediyorum daha eğlenceli ama yapmıyorlar bu durumda "nerede o bayramlar?" diye mi mızmızlık etmeliyim. Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum, acaba bu insanlar tanımadıkları sözde "iş arkadaşları"na bu tip mesajlar gönderiyorlar ve gerçekten onlarında bu tebrikleri coşku ve minnetle karışık duygularla karşıladıklarını falan mı sanıyorlar? Yani bundan 30 sene sonra Ramazan bayramı tatil olmasının yanında ne ifade edecek ki? Artı laik bir ülkede dini bayram kutlanması kadar saçma ne olabilir? Orhan Pamuk'un Türkiye'ye hakaret ettiği için nobel kazandığının sanılması ve buna inanan insanların yaşadığı şiddetli hezeyanlar olabilir belki. Saçmalık konusunda sidik yarışına girildiğinde bilimum Dünyalı'dan daha uzağa daha kısa sürede işeyebileceğimiz konusunda bu satırları okuyan herkes hem fikirdir herhalde. Belki de olimpik sporlara sidik yarışını da dahil etmeliyiz. Bu arada bu toplumsal mesajlarla bir Levent Kırca bayram skeci mi oynuyorum? Uygar dünya adına Levent Kırca ve Uygur Biraderlerin sadece Bayramlarda bile kamera karşısına geçmelerinin yasaklanmasını talep ediyorum. Belki handycam'lerle birbirlerini çekebilirler o kadar despot olmamalıyız. Sonuçta uygur soyadını da taşısa insan insandır. Ne derler bilirsiniz: "Demokrasi beyaz bir gömlek gibidir, çabuk kir tutar". Nasıl? Çok fena diyorsanız 0533-738... yok şaane diyorsanız gibi cümleler kurarak daha patetik hale düşmeden yeni paragraf diyorum. Tebdili mekanda ferahlık vardır değil mi efendiler!!!

Şimdi babaannem bekliyor bayram tebriği için. İşte torunları çocukları falan gelsin, herkes bir arada "duygusal güç kalkanı açık kaptan". Onlarla aynı masada yemek yesin vs vs.. Babaannem yaşına geldiğimde bu bayram zamanları benim için ne ifade edecek diye düşünüyorum. Bir cevap bulamıyorum yani buluyorum aslında ama bulduğum cevap onun cevabı değil. Koca bir hiçlik. Yani dini inançlarımın zayıflığının hatta yokluğunun ötesinde bir durum bu. İnsan yaşlanınca yanında insanlar olsun istiyor sanırım ama bunu gençken de istiyorsun. Neyse... Şu anda "all tomorrow's parties" çalıyor fonda. Sanırım winamp'in şahane kelime oyunlarından birine daha tanıklık ediyorum. Bu tadı seviyorum...

Şimdi Ramazan Bayramı nam-ı diğer Şeker Bayramı ile açlığın bitişini kutlanıyor sanırım. Yani emin değilim 1 ay aç kalınca doymak için bayram yapmak gayet anlaşılır. Ama bu açlık bir kıtlıktan dolayı değil de kişisel tercihlerden dolayı olunca biraz saçma olmuyor mu? Gerçi bu saçmalığı alkolle kutsamaktan da başka bir metot bilmiyorum sanırım memleketin gençliği de bayramdan bunu anlıyor. Şu var ki 1 ay bünyeye alkol girmeyince içki içtğin ilk gün bokunu çıkarmak sanırım pek makul bir davranış olmuyor. Bana makul nedir ki demeyin ben biliyorum makul'un ne olduğunu bayramın ilk gecesi İstiklal caddesinde ayık kalmayı başaran bir grup şanssız azınlıkla aynı şeyi anlıyoruz makul kelimesinden.

Hiç yorum yok: