Hayır madde etkisi altında değilim. İttihat ve Terakki'nin Etiyopya cazına gerçekten olumlu bir etkisi olmuş. Şöyle ki;
Etiyopya kralı ve Jamaika tanrısı (Jah Rastafari dedikleri de bu adam) Kral 1. Haile Selasi merhametli bir adammış. Bu arada jamaikalıların ingilizce "
Haile Selassie I" yazısını görüp adamın adının "Haile Sellasi AY" olduğunu düşünmeleri mi daha acayip, bu adamın kendisi inançlı bir ortodoks olmasına rağmen 3000km uzaktakı insanların onu tanrı ilan etmesi mi daha acayip karar veremedim. Bütün bunlar da
Marcus Garvey'in bir lafını yanlış yorumlamalarından kaynaklanıyor. "Etiyopya'dan bir kral yükselecek" diyen Garvey esasında Selasi'yi pek sevmezmiş. Ama ot kafasıyla bir takım jamaikalılar bu lafı yanlış anlayıp Selasi'yi kafadan tanrı ilan etmişler. Selasi'nin bu iddiaları reddetmesini ise tanrı olmasının en büyük kanıtı kabul ediyorlar. Monty Python'ın
Life of Brian filmini görmüşler mi bilemiyorum.
1966 yılında Selasi Jamakia'yı ziyaret ettiğinde, 200 bin Rastafarian havaalanına hücum etmiş, uçağının çevresini sarmış ve
ot içmeye başlamış. Bunun üzerine Selasi can güvenliğinden endişe ettiği için 2 saat kadar uçaktan inmeyi reddetmiş. Daha sonra uçaktan inmeye ikna olan Selasi'nin temasları olumlu geçmiş.
Daha fazla
Tristram Shandy'leşmeden konuya dönmeye çalışayım. Selasi hazretleri henüz bir prensken bilgi ve görgülerini artırmak için yaptığı Avrupa seyahatinde, Kudüs'ün Ermeni Patriğiyle görüşürken Türkiye kaçkını 40 ermeni yetimi çocuk görüp çok etkilenmiş. Bunları evlat edinip Etiyopya'ya götürmüş ve müzik eğitimi almalarını sağlamış. Daha sonra bu 40 çocuk bakır nefesli sazların önemli yer tuttuğu Etiyopya Milli Bandosuna dönüşmüş. Bu sayede bakır nefeslilerden oluşan başka bandolar da kurulmuş (yok efendim Polis Bandosu, Köy Hizmetleri Bandosu, Tapu Kadastro Bandosu vb.) ve Etiyopya cazı da bu temellerden doğmuş ve/veya beslenmiş.
Açık Radyo programı gibi yazdığım bu son paragraftan dolayı şu anda kendimi entel bir godoş gibi hissediyorum. Beslenmiş. Koyun mu besliyoruz. Velhasılkelam Enver ve Talat Paşa'nın Alman hayranlığının veya Teşkilat'ı Mahsusa'nın dolaylı olarak
Mulatu Astatke'nin müziğini etkilemiş olması beni tedirgin ediyor. Ne yani burada kelebek kanat çırpsa orada big band kuruluyor filan. Jönetyopyalılar, Jahtürkler.