4/06/2010

Football Manager Damned United Expansion Pack


Futbolu seviyorum orası kesin. Hatta zaman zaman takvimimi ona göre ayarlayacak kadar seviyorum. Fever Pitch durumunda değilim orası da kesin. Şu ana kadar somut gerçeklerden bahsettim öyle de devam edeceğim. Futbolla ilgili pek çok şeyi seviyorum. O da kesin. Formaları seviyorum, futbolla ilgili şarkıları seviyorum (bkz: Santa Maradona), futbolcu hikayelerini ve en çok da efsanelerini seviyorum orası da kesin. Ama örneğin halı sahaları sevmiyorum sanırım halı sevmiyorum. Futbolla ilgili bilgisayar oyunlarını eskiden daha çok severdim çünkü iyi oynayabilirdim. Şimdilerde beceremiyorum çünkü pratiğimi kaybettim. O yüzden mesafeliyim ama şu var ki menejerliğin hastasıyım. Artık giderek futbolculardan çok menejerleri sevmeye başladım ki bu sanırım bizim kuşağın George Best eksikliğinden kaynaklanıyor. Messi'yi izlemektense Jose Mourinho'yu izlemeyi tercih ederim.

İzlemeyi Mourinho'dan çok sevdiğim şey ise futbolla ilgili filmler. Hele İkinci dünya savaşı ile bir araya gelirlerse tam zafere kaçış olur a dostlar. Neyse bu başka bir geyik konusu zaten taa üniversite kantinlerinden o filmi biliyor musun hani Sly oynuyordu kaleciyi blah blah blah.

Somut gerçeklere devam. Futbol tarihinde Mourinho ilk değil elbette çok öncesinde çok daha sağlamları var isimlerini zikrederken bile önümüzü iliklemeliyiz Bill Shankly (insanları mutlu etti) , koca Bob Paisley, Matt Busby hatta Sir Alex Ferguson. İyi teknik direktör iyi müzik gibidir adadan hatta İskoçya'dan çıkar diyebiliriz. Bu da somut hatta bir somun gerçek. Facts facts facts hard times Sir. Dickens...

The damned United'da Brian Clough ile Peter Taylor oynuyor desek yanlış olmaz. Onları da acaip şekillerde anıyoruz ve izliyoruz: "We're the best şakşakşak we're best şakşakşak we're the best Nottingham Forest!!!"

Adalardan bir zombi gelir...


Popüler kültürdeki eksikliklerimizi bir bir gideriyoruz. İşte bu eksiklerden biri de doğru düzgün bir zombi filmimizin olmaması idi. Her ne kadar ortam vampire kesmiş olsa da Mösyö Scognamillo sağ olsun en azından sinemataografik vimpir denemelerimiz olmuş vakti zamanında.

Ada - Zombilerin düğünü çekileli uzun süre oldu gerçi ama ben yeni izleyebildim. İzledim ve işte zilyon gün sonra bununla ilgili blog'uma entari dikeyim dedim. Dünya'nın yerel bankası adlı kurumda yıllarca takılmış bir kişi olarak yerel değerlerin evrensel hıyarlıklarla nasıl çözülebildiğinin iyi farkındayım. Zombileri çözmüşüz ama yerelliğimizden zerre ödün vermemişiz. Hatta zombilik hastalığını kaçak rakıya olmadı midye zehirlenmesine o da olmadı oy için dağıtılan kömüre bağlamışız ki işte diyor necip Türk milleti adalardan bir zombi gelir bizlere aman aman...