Her ne kadar kebaba, köfteye dünya üzerindeki tüm ideolojilerden daha çok inanıyor olsam ve et yoksa beni saymayın desem bile aşağıdaki "türcülük" tanımını göz ardı etmek mümkün değil:
"Kişinin kendi türünün üyelerinin başka türlerin üyelerine kıyasla özel ahlaksal değer hak ettikleri duygusu eski ve derindir. Savaş zamanı dışında, insan öldürmek genelde işlenebilecek en ciddi suçtur. Bizim kültürümüzde daha da şiddetle yasaklanmış bir şey var; o da insan yemek (ölmüş bile olsalar). Bununla birlikte, başka türlerin üyelerini yemekten hoşlanıyoruz. Birçoğumuz, canilere bile ölüm cezası uygulanması düşüncesinden iğrenirler. Öte yandan da, ılımlı "hayvan zararlılarının" yargılanmadan vurulmasını neşeyle desteklerler. Aslında, diğer zararsız türlerin üyelerini zevk ve eğlence için öldürürüz. İnsansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan dölütü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve koruma altındadır. Yine de, şempanzenin duyguları vardır, düşünür ve -son deneysel kanıtlara göre- bir çeşit insan dilini öğrenebilir. Dölüt ise kendi türümüze aittir ve bu nedenle anında özel hakve ayrıcalıklarla donatılır. Richard Ryder'in kullandığı "türcülük" etiği, "ırkçılık"dan daha güçlü bir mantıksal temele oturtulabilir mi, bilemiyorum. Bildiğim evrimsel biyolojide doğru temeller bulamayacağı."
Richard Dawkins...